BW-HABER Ludwigsburg
İnşaat Mühendisi Phillippe Tischler 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen asrın felaketinden sonra alınması gereken tedbirleri ve yapılacak binaların nasıl olması gerektiği konusunda Türkiye’de, uzun süreli bir proje hazırlığı içinde. Firma Wohnbau GmbH sahibi iş insanı Cahit Karadaban tarafından organize edilen sivil çalışmada farklı branşlardan 200 kişi görev alacak.
Phillipe Tischler ve Cahit Karadaban Stuttgart kentinde düzenlenen deprem konulu etkinlikte bir çok STK temsilcisi ile görüşmeler yaparak projenin tanıtımı yaptı.
İş insanı Cahit Karadaban, depreme dayanıklı, doğaya uygun yapılaşmanın önemine değindi. Karaban, ‘ Yaşanabilir bir çevre, oturulabilir güvenli konutlar için bir çalışma başlattık. Konun uzmanları,mühendisler, ustalar gibi bir çok farklı alanda çalışabilecek gönüllü uzmanlarla Türkiye’de ileriye dönük kalıcı bir çalışma başlattık. Uzmanlarımızı zaman zaman Türkiye’de saha da çalışma imkanları vereceğiz. Bu konuda çok güçlü desteklerimiz oldu. İnşaat mühendisleri, mimamrlar konu uzmanlarını göreve davet ediyoruz. ” dedi.
İnşaat Mühendisi Phillipe Tischler’de açıklamasında şunlara değindi;
Bugün sürdürülebilir bina konusundan ve entegre planlamanın sürdürülebilir bina gelişimini sağlamaya nasıl yardımcı olabileceğinden bahsetmek istiyorum. Sürdürülebilir bina, ekonomik ve sosyal anlamda anlamlı hale getirirken, binaların çevresel etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen bir kavramdır.
Entegre planlama, sürdürülebilir inşaatın temel direklerinin – çevre, ekonomi ve toplum – dengede olmasını sağlamak için tasarım ve inşaat sürecine ilgili tüm yönleri dahil eder. Bu, bir bina planlanırken ve tasarlanırken yenilenebilir enerjilerin kullanımı ve enerji verimli önlemler ile konfor, esneklik ve maliyetler gibi çevre ve enerji konularının dikkate alınması gerektiği anlamına gelir.
Çevresel açıdan, enerji tüketimini ve CO2 emisyonlarını en aza indiren malzeme ve teknolojilerin seçilmesi önemlidir. Bunun için örneğin güneş enerjisi veya jeotermal sistemler kullanılabilir. Geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması ve atıkların ve kirleticilerin en aza indirilmesi de önemli faktörlerdir.
Konfor ve esneklik de sürdürülebilir binalar için önemli hususlardır. Binalar, kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak, konforlu ve sağlıklı bir iç ortam iklimi sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Alanın esnek kullanımı aynı zamanda binanın ömrünün uzamasına ve gelecekteki ihtiyaçlara uyarlanabilirliğin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Son olarak, maliyetlere de dikkat etmek önemlidir. Yenilenebilir enerjilere ve enerji verimliliği önlemlerine yapılan yatırımlar başlangıçta daha yüksek maliyetlere neden olabilir, ancak uzun vadede maliyet tasarrufu sağlar.
Genel olarak, sürdürülebilir binaların çevresel, ekonomik ve toplumsal talepleri karşılayan tasarlanmasını ve inşa edilmesini sağlamak için entegre planlama esastır.
Sürdürülebilir inşaatın sütunları aynı zamanda “üçlü alt çizgi” olarak anılır ve üç ana alanı içerir: çevre, ekonomi ve toplum. Her sütun, sürdürülebilir bir binanın oluşturulmasına katkıda bulunur ve üç sütunun da dengede tutulması önemlidir.
Çevre: Bu sütun, binanın çevre üzerindeki etkisiyle ilgilidir. Amaç, kaynak tüketimini en aza indirmek, enerji tüketimini azaltmak ve CO2 emisyonlarını azaltmaktır. Yeşil bina tasarımı, enerji verimliliğini optimize ederek, yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak, geri dönüştürülmüş malzemeler kullanarak ve atık ve kirleticileri en aza indirerek elde edilebilir.
Ekonomi: Bu sütun, binanın ekonomik yönleriyle ilgilidir. Amaç, ekonomik olarak sürdürülebilir planlama ve inşaat sağlamaktır. Bu, yaşam döngüsü maliyetlerini optimize etmeyi, işletme maliyetlerini düşürmeyi ve kullanım değerini artırmayı içerir. Yenilenebilir enerjiye, enerji verimliliğine ve sürdürülebilir malzemelere yatırım yapmak maliyet tasarrufu sağlayabilir.
Toplum: Bu sütun, binanın topluluk üzerindeki sosyal etkisiyle ilgilidir. Amaç, güvenli, sağlıklı ve kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayan binalar oluşturmaktır. Planlama, toplu taşıma kullanımını ve binanın çevresinde istihdam yaratılmasını dikkate almalıdır. Binayı topluluğa entegre etmek ve sosyal uyumu teşvik etmek de önemli faktörler olabilir.
Üç sütunu da göz önünde bulundurarak, çevre dostu, ekonomik açıdan uygun ve sosyal açıdan sorumlu sürdürülebilir binalar oluşturulabilir.