“Hiçbir sabıka kaydı bulunmayan, sicili tertemiz, Türkiye kökenli Duisburglu bir aile polisin orantısız fiziki şiddetine maruz kalmıştır. Olaylar; rutin kontrolde hatalı yere park eden bir aracı tespit eden bir polis memurunun, kendisini kaybederek şiddet uygulamaya başlamasıyla kontrolden çıkmıştır. Güvenlik kamerası kayıtlarından da polislerin; savunmasız adamın etrafını sardıkları, yere düşürdükleri ve başına defalarca tekme attıkları görülmektedir.
Polisin ifadelerini sorgusuz kabul eden ve olanları tamamen farklı bir şekilde yansıtan medya ise bir başka skandala daha imza atmıştır. Basın; yaşanan gerginliği göçmen kökenli yüzlerce kişiden oluşan ‘ayaktakımına’ karşı polislerin kendilerini savunması olarak lanse etmiştir. (Bild gazetesi: ‘Ayaktakımı Duisburg Polisi’ne saldırdı’; WAZ Gazetesi: ‘Tutukluyu kurtarmaya çalıştılar: 250 kişi polisi engelledi.’) Aynı medya kuruluşları nedense saldırıya hedef olanlara başvurmamış, polisin tutumunu ise hiç sorgulamamıştır. Onlara göre olay gün gibi açıktır. Nihayetinde söz konusu olan ‘yabancılar’, yani ’sorunlu’ kesimdir.
Olay ancak yoldan geçenlerin kameraya aldıkları görüntülerin ve güvenlik kamerası kayıtlarının ortaya çıkmasıyla açıklığa kavuşmuştur. Olayı başlatan ve orantısız, acımasız, sebepsiz bir şekilde şiddet kullananın polis olduğu anlaşılmıştır. Saldırıya maruz kalan kişilerin ve şahitlerin ifadeleri ancak bundan sonra medyada kendine yer bulabilmiştir. Ancak artık iş işten geçmiştir. Basın organları; hem neden sorgulamadan haber yaptıklarını, hem neden görgü tanıklarına soru sormadıklarını, hem de neden polisin tek taraflı ifadelerini kabul ettiklerini kendilerine sormalıdır. Ayrıca basın, neden birçok şahidin gözleri önünde, şüpheli polisin mağdura ‘Siz zaten vergi de ödemiyorsunuz. Yallah, yallah!’ şeklinde hakaret ettiği duymazlıktan geldiklerini de sorgulamalıdır.
Skandallar zincirinin son halkası da mağdur aile hakkında ‘Asosyal asosyaldir, değiştiremezsin!’ şeklinde yorum yapan, Büyükşehir Belediyesi’nin ‘sosyal demokrat’ başkanı Sören Link olmuştur. Bu arada olayın baş mağduru olan Mehmet Kaya’nın 40 seneden beri Duisburg’da yaşayan, on yıllardan beri birçok sosyal projeye katkı sağlamış ve bu katkılarından dolayı birçok kez onurlandırılmış bir vatandaş olduğunu da hatırlatmakta fayda vardır.
Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yapması gereken, kamuoyunun gözleri önünde mağdurlardan özür dilemesi, belediye başkanlığı yaptığı şehirde polisin vatandaşları tartaklamaması ve onlara suçlu muamelesi yapmaması için gereken adımları atmasıdır. Ayrıca söz konusu polisler hakkında hukukun gereği neyse bir an önce yapılmalıdır.”