BW-HABER Almanya Haber Kaynağı Muhalif (muhalif.com.tr)

Almanya’nın Heildelberg kentinde yaşayan Eğitim Danışmanı Yakup Dıvrak tarafından kaleme alınan bir yazıda ‘Kardeş Şehgir’ projelerine atıfta bir yazı kaleme aldı. Yakup Dıvrak yazısına; Kardeş Şehir deyip geçmeyin. Çok, ama çok önemli… Neden mi? Anlatayım.Diyor.

Yazısına Roma İmparatoru Sezar’ın Zile ‘de söylediği bir söz ile başlıyor.

Roma İmparatoru Julius SEZAR M.Ö. 47 yılında, Zela/Zile Ovası`nda Pontus kralı II. PHARNAKES`i yendikten sonra “Veni.Vidi-Vici“ (Geldim-Gördüm-Yendim) diyerek Roma`ya haber gönderiyor…

Bu satırların yazarı 16-17 yaşına kadar Zile`de büyüdüğü ve okula gittiği ve de bu güne kadar Zile ve Zilelilerle ilişkisini hiç kesmediği için, kardeş şehir konusuna çok kafa yormuştur. Kardeş okul konusuna da…

Güzel bir tesadüf, 51 yıldır yaşadığım Heidelberg`e sadece 16km uzaklıkta olan Schwetzingen kazasında ve çevresinde yaklaşık 50 hane yani 200`den fazla Zileli yaşıyor, çalışıyor, okula gidiyor veya emekliliğini geçiriyor huzur içersinde.

1991 yılında Macaristan`dan Papa ve Türkiye`den Zile Schwetzingen`e kardeş şehir olmak için harekete geçtiler. Papa bu hedefe bir yıl içerisinde vardı. 1990`lı yıllarda Papa`ya önemli bağışlar ve destekler gitti Schwetzingen `den… Ve her sene bir otobüs dolusu çocuk ve genç geliyor Papa`dan Schwetzingen`e. Bu çocuklar ve gençler bir ay Alman ailelerinin yanında kalıyorlar Almanca öğrenmek için. Aynı zamanda Almanya`yı ve Alman kültürünü yakından tanıma fırsatı yakalıyorlar… Aynı şekilde bir otobüs Alman çocuk ve gençte Papa`ya giderek Macar ailelerin yanında kalıyorlar bir ay boyunca. Bu her sene tekrarlanıyor.

Schwetzingen`in 1968 yılından bu yana bir Fransız şehriyle kardeşliği var zaten… Toplamda 7 şehir ile kardeş şehir sözleşmesi var Schwetzingen`in.

Peki bu kardeş şehir konusu, olgusu neden bu kadar önemli? Eğer iki ülkenin ilişkilerinin yoğunlaşmasını istiyorsanız, bu iki ülkenin dost ve kardeş olmasını istiyorsanız, bunun yolu kardeş şehir ve kardeş/partner okul olgusundan geçiyor… İsterseniz somutlaştırayım. II. Dünya Savaşı`nın sonuna kadar, Almanya ve Fransız ilişkileri Türkiye-Yunanistan ilişkilerinden çok daha kötüydü… Bu ilişkilerin çok kanlı bir tarihi var. Örneğin bu iki ülke, 17. yüzyılda tam 30 sene aralıksız savaşmışlar 1618-1648 yılları arasında. Otuz Yıl Savaşları tarihte yerini almış 15-20 milyon ölü sayısıyla. İşte bu 30 Yıl Savaşları`nda Fransız topçusunun tarumar ettiği Heidelberg Kalesi biz bu şehre geldik geleli restore ediliyor… Herhalde bir 51 sene daha sürer gibime geliyor…

Günümüzde Almanya-Fransa ilişkilerine baktığımızda gıpta etmemek elde değil. Ekonomik ve politik ilişkiler çok iyi. Avrupa Birliği`ni birlikte kurmuşlar ve bunun kaymağını yiyorlar… AB`nin ana gövdesi değil beyni ve kalbi de bu iki ülke. Eğer Almanya Şansölyesi Angela MERKEL ve 2000`li yıllardaki Fransız Cumhurbaşkanları biraz öngörülü ve cesaretli olsaydılar, olabilseydiler AB`ni dünyanın dördüncü büyük aktörü yapabilirlerdi… Bu fırsatı kaçırdılar. Atlantiğin öte yakası bunu gördü ve çok iyi değerlendirdi…

Biz konumuza kardeş şehir olgusuna ve örnek gösterilen Almanya-Fransa ilişkilerine dönelim. Peki bu iki ülke, bu kadar düşmanca bir tavır içersindeyken, nasıl oldu da II. Dünya Savaşı`ndan sonra can ciğer dost oldular, olabildiler? Can ciğer kuzu sarması adeta…

Dirayetli ve köşeli liderler olan Konrad ADENAUER`in ve General Charles de GAULLE`in kardeş okul ve kardeş şehir metodunu, yolunu çok iyi kullanmaları sayesinde…

Fransa`da yaklaşık 60 000 ve Almanya`da ise yaklaşık 33 000 okul var. Üniversiteler ve Yüksekokullar bu sayıların dışında. Almanya`da, Fransa`da kardeş şehri olmayan şehir ve kardeş/partner okulu olmayan okul yok gibi hemen hemen… Bu iki ülkenin üniversiteleri arasındaki kooparasyonlar ve ortak projeler çok başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Öğretim Üyesi ve öğrenci değişimi çok yoğun…

Darısı Türkiye ile Yunanistan`ın ve de Türkiye ile Almanya`nın başına diyelim. Eğer bu iki ülkenin daha doğrusu dört ülkenin barış ve dostluk içersinde yaşamasını istiyorsak bunun yolu yüzlerce kardeş şehir ve binlerce kardeş okuldan geçer…

Heidelberg, Berlin, İstanbul ve Ankara`da yaklaşık on yıldır sürdürdüğüm eğitim danışmanlığı kapsamında geçen hafta Berlin`de mesai yaptım. İlaveten Özcan MUTLU ve Melih ŞENGÖLGE`nin büyük emeklerle hazırladığı “Berlin Kardeş Belediyeler Buluşması“na katıldım Berlin`in Belediye Binası`nda. Başkanlığı`nı Özcan MUTLU`nun yaptığı “Kardeş Şehirler Federasyonu“ önümüzdeki yılın nisan ayında İstanbul`da “Almanya-Türkiye Kardeş Belediyeler Buluşması“na hazırlanıyor…

Tam gün süren “Berlin Kardeş Belediyeler Buluşması`na Berlin Eyaleti Başbakanı ve aynı zamanda Belediye Başkanı Kai WAGNER katılarak buluşmaya başarılar diledi. Bu önemli buluşmaya video konferansla katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU büyük alkış aldı. Muğla Belediye Başkanı Ahmet AKTAŞ konuşmasında Türkiye-Almanya ilişkilerinin sadece turizm ve ticaretle sınırlandırılmaması gerektiğini vuguladıktan sonra, bu ilişkilerin yaşamın her alanına taşınması gerektiğinin altını çizdi…

Günümüzde Almanya`da ve Türkiye`de 100`den fazla kardeş belediye var. Bu buluşma esnasında Şişli ve (Berlin`in ilçesi) Charletenburg-Wilmersdorf arasındaki kardeş şehir sözleşmesi imzalandı. Gelişmeler çok sevindirici… Ama unutmayalım ki kardeş okul konusu belki de bu konudan bile önemli.

Bu konularda emeği geçen herkesi alkışlamamız gerekiyor. Destek olunması elzem. Emek harcayanlara kolay gele.
Haber Kaynağı : Muhalif (muhalif.com.tr)