FETÖ ile mücadele

DEAŞ’ın dini, PKK’nın da ideolojiyi ve Kürt vatandaşlarının duygularını istismar ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Dini istismar ederek 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ de uluslararası küresel bir örgüt haline geldi. Bunların hepsiyle mücadele etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, bu mücadelede Millî Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Maarif Vakfı ile yakın iş birliği içinde olduklarını söyledi.

FETÖ´nün ne olduğunu ve Türkiye’de ne yaptığını muhataplarına anlattıklarını, bu çabalarının sonuç vermeye başladığını belirten Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Çok önemli kuruluşlar, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmeye başladı. Önce Riyad’da Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında FETÖ’yü mücadele edilecek terör örgütleri listesine aldırdık. Hemen arkasından Taşkent’te İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları toplantısında FETÖ’yü terör listesine aldırdık. En son Asya Parlamenterler Asamblesi toplantısında da yine FETÖ terör örgütü ilan edildi.”

Çavuşoğlu, başta Fethullah Gülen´in kendisi olmak üzere yurt dışına kaçan veya yurt dışında yaşayan FETÖ yöneticilerinin Türkiye’ye getirilip adalete teslim edilmeleri için de uğraştıklarını ifade etti. FETÖ’ye bağlı çok sayıda kişiyi Türkiye’ye getirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, “Feto’nun kendisini de getirmek için Adalet Bakanlığı ile yoğun çalışma içerisindeyiz.” dedi. Yunanistan’a kaçan 8 haini de getirmek için çabalarını sürdürdüklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Yunanistan’a bir kere daha sesleniyoruz. Bunlar darbecidir. Siz de darbeden çok çektiniz. Bu darbecileri daha ülkeye girer girmez iade etmeniz gerekiyordu.” şeklinde konuştu.

“12 ülkede 79 kuruluş ya kapatıldı ya da devredildi.”

Yurt dışındaki FETÖ bağlantılı kuruluşların, derneklerin, STK’ların ve okulların kapatılması ya da devralınması konusunda yoğun çaba sarf ettiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, burada Millî Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Maarif Vakfı’nın en iyi ortakları olduğunu aktardı. Çavuşoğlu, “12 ülkede 79 kuruluş ya kapatıldı ya da devredildi.” ifadesini kullandı.

Bu okulların mevcudiyetinden endişe duyan birçok ülke olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu ülkelerde o okullardan mezun olanların devlet kurumlarına girmesinden de endişe duyulduğunu belirtti. Çavuşoğlu, çünkü Türkiye´de nasıl kurumlara sızdıklarını, bunların nasıl bir tehdit oluşturduğunu, hangi gizli ajanlarla iş birliği yaptıklarını ellerindeki bilgi ve delillerle çok iyi anlattıklarını söyledi.

Türkiye´nin insani yardımları

Suriye´deki gelişmelere değinen Çavuşoğlu, insanlık dışı ne kadar hayal edilebilecek şey varsa bugün Suriye’de görüldüğünü ifade etti. Çavuşoğlu, Türkiye olarak ateşkesin sağlanması ve siyasi çözüme geçilmesi ve insani yardımların ulaştırılması konularında her zaman yapıcı olduklarını vurguladı. Çavuşoğlu, “Küresel insani yardım 2016 raporuna göre, Türkiye 2015´te 3,2 milyar dolarlık insani yardım yaptı.” şeklinde konuştu. Yardımların bunlarla sınırlı olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) verilerine göre de geçen yıl gerçekleştirilen kalkınma yardımlarının toplam değerinin 3,9 milyar dolar olduğu bilgisini verdi. Türkiye´deki 3 milyon sığınmacının hayat standardını yükseltmek için her gün kafa yorduklarını belirten Çavuşoğlu, “Bizim çadır ve konteyner kamplarımız dünyanın en iyisi.” değerlendirmesinde bulundu.

Eğitim faaliyetleri

Eğitim konusunda bazı ülkelerin zorluk çıkardığını söyleyen Çavuşoğlu, Almanya, Danimarka ve Hollanda gibi bazı ülkelerin maliyetinden dolayı Türkçeyi müfredattan çıkarmaya başladığını kaydetti. Çavuşoğlu, “Biz onlara diyoruz ki ´Bu maliyeti karşılamaya hazırız. Yeter ki Türkçe derslerini devam ettirin.´ Fakat onların derdi başka.” şeklinde konuştu. Kendi ana dilini öğrenemeyen bir çocuğun başka dilleri öğrenmede zorluk çektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, bu ülkelerin Türkçe derslerini kaldırmasının asimilasyon anlayışının bir yansıması olduğunu vurguladı.

Çavuşoğlu´nun konuşmasının ardından eğitim müşavirleri, Bakan Yılmaz ve Bakan Çavuşoğlu’na görev yerlerinde karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini dile getirerek, görüş alışverişinde bulundu. Soru-cevap bölümü basına kapalı gerçekleşti.