Almanya Berlin’de Mevlana Camii baskınında kumpas şüphesi.
TC Dışişleri Bakanlığı tarafından kınanan olayda, yeni gelişmeler hiçte şaşırtmadı. Fransa’da tırmandırılan yeni Macron planına göre İslam düşmanlığı ve aşağılama çalışmalarına Almanya’da katıldı. 150 Polis ile davul zurna eşliğinde yapılan arama öncesi tüm basın mensuplarına haber verildiği ortaya çıkarıldı.
Kreuzberg ilçesindeki Mevlana Camisi, devletin korona yardımlarından haksız yere faydalanmakla suçlanıdı. Ardın 150 polis köpekler eşliğinde camiye girerek arama gerçekleştirdi. Cami yetkilileri olaya bir anlam vermezken Almanya tarihinde ilk defa böylesi skandal bir arama gerçekleşti.
TC Dışişleri Bakanlık açıklamasında, “Polislerin baskın bahanesiyle cami içinde botlarıyla dolaşmalarının ve ibadethaneyi kirletmelerinin hiçbir şekilde mazur görülemeyeceği” vurgulanırken, “Bu baskın sadece Mevlana Camisi’ndeki cemaate karşı değil, aynı zamanda, Müslüman topluma karşı yapılmış, izahı mümkün olmayan bir harekettir” denildi.
Camiye yapılan baskının ardından devlet kumpası çıktı
Dünya, Fransa’da körüklenen İslâm düşmanlığını konuşurken Almanya’da Mevlânâ Camii’ne onlarca polis ve köpeklerle yapılan baskının altından tam bir devlet kumpası çıktı. Alman polisi ‘Baskına gidiyoruz’ diye ilân ederek basını cami önünde topladı. Aramalar devam ederken bazı dosyaları basına servis eden polis, itibar suikastı yaptı.
Edinilen bilgiye göre; Alman devleti koronavirüsün sosyo/ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla destek programı başlattı. İşletmelerin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının da bu yardımdan yararlanmasına imkan tanındı. Mevlana Camii Derneği de yardımdan faydalanmak için 30 Mart 2020’de Investitionsbank üzerinden resmi başvuru yaptı. Başvuruyu kabul eden Alman makamları, 1 hafta sonra derneğin resmi banka hesabına 14 bin Euro aktardı. Berlin’de işletme sahibi olan cami cemaati bir grup Türk de bu yardımdan faydalanmak için birlikte başvuru yaptı. Onların hesaplarına değişik miktarlarda paralar yatırıldı. Skandal bundan sonra patladı. Alman polisi, hem derneği, hem de yardımdan faydalanan Türk işletme sahiplerini, aynı bilgisayardan başvuru yaptıkları gerekçesiyle yolsuzlukla suçladı.
BASKIN VAR GELİN!
Akıllara durgunluk veren tuhaf gerekçe ile yardımlar verildikten 6 ay sonra cami derneği ve Türkleri hedef alan operasyonun düğmesine basıldı. Operasyon safhasında da kumpasın izleri belirgin şekilde görüldü. Alman polisi eşine daha önce rastlanmayan bir uygulamaya imza atarak operasyon öncesi bir twittle Mevlana Camii’ne baskın yapılacağını ilan etti. Twitte basın yayın organları da etiketlendi. Basın mensupları bölgeye akın etti. İtibar suikastı bulunla da bitmedi. Camiye ayağında botlar ve köpeklerle giren Alman polisi aramalar devam ederken basına düzmece dosya servis etti. Daha dernekte el konulan belgeler incelenmeden, dernek üyeleri ve işletme sahiplerinin ifadelerine başvurulmadan insanlar yolsuzluk yapmakla itham edildi. Dernek yönetimi ve Türkler, yapılan baskının Fransa’da ve Avrupa’da yaşanan nefret söyleminden bağımsız olmadığını, aynı anlayışın ürünü olduğunu belirtiyor.
DERTLERİ GÖZDAĞI
Mevlana Camii Derneği Başkanı İdris Kahraman, herkesin yararlanabildiği bir yardımı aldıklarını belirtti. Kahraman, “Evlerimiz basıldı. Bize terörist muamelesi yaptılar. ‘Devletten 14 bin Euro almışsınız’ dediler. Resmi yollarla başvuru yapıp aldığımızı söyledik. Birkaç gündür ziyaretimize gelen derneklerin çoğunun da bu parayı aldıklarını ifade ettiler. Bu bizim hakkımız. Yok değilse, yanlışlıkla ödendiyse, isteseler iade ederdik. Şimdi basına haberler servis ediliyor, ‘Mevlana Camii esnafla işbirliği yapıp devleti dolandırdı’ diye. Kimi 70 bin, kimi 100 bin Euro yazmış. Dertleri para değil. Bu devlet eliyle hazırlanmış bir kumpas. Mevlana Camii sembol olarak seçildi. Berlin’in en eski camisi burası, 46 yıllık bir cami. Sadece bize değil, tüm Müslümanlara verilen bir gözdağı. Devlet eliyle yapılmış bir kumpasla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Köpekle baskın
Baskın düzenlendiğinde camide namazda olan eski dernek başkanı Ali Özkan ise yaşananların, Fransa’daki nefretle aynı anlayışın ürünü olduğunu söyledi. Caminin 150 tam donanımlı maskeli polis tarafından basıldığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu: “Sabah namazında hoca Fatiha Suresi’ni okurken arkadan ‘polis’ ‘polis’ diye gürültüler duyduk. Meczup birisidir diye ciddiye almadık, namaza devam ettik. Namaz bitince baktık ki onlarca polis. Hemen müdahale ettik, botlarla camiye giremezsiniz diye ama dinlemediler, hepimizi aşağı indirdiler. Sonra yeniden köpeklerle camiye girdiler. Sınıfları yine köpeklerle aradılar. Tüm sokağı kapatıp medya ordusu eşliğinde 6 saat arama yaptılar.”
Kutsallarımız hiçe sayıldı
Almanya’daki camiye yönelik çirkin saldırıya Ankara’dan ardı ardına tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Sorgusuz sualsiz ve ölçüsüz bir şekilde sabah namazı esnasında Berlin Mevlana Camii’ne yapılan polis baskınını şiddetle kınıyorum. Berlin savcılığı ve polisi bu tutumu nedeniyle Müslüman toplumundan özür dilemelidir. Mevlana Camii cemaatine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da “Mevlana Camii’ne sabah namazı vaktinde Alman polisleri tarafından yapılan baskında hassasiyetlerimiz ve kutsallarımız hiçe sayılmıştır. Bu nefret dolu tutumu şiddetle kınıyorum” ifadelerine yer verdi.
DAHA FAZLA DIŞLAMAYIN
Baskınla ilgili Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesinden bir açıklama paylaştı. Açıklamada, “Bu baskın sadece Mevlana Camii’ndeki cemaate karşı değil, aynı zamanda, Müslüman topluma karşı yapılmış, izahı mümkün olmayan bir harekettir. Ayrıca, Almanya’da sayıları 5 milyona yaklaşan Müslüman toplumunun maruz kaldığı önyargılı, ayrımcı ve orantısız muamelenin yeni bir örneğidir. Müslümanların daha fazla dışlanmadan ve ötekileştirilmeden Almanya’nın ayrılmaz bir parçası oldukları gerçeğini Alman makamlarının idrak etmeleri gerekir” denildi.