BW-HABER Straubenhardt
Almanya’nın Baden eyaleti Straubenhardt kasabasında Cumhuriyetin 100 üncün yıl kutlaması etkinliği çerçevesinde ‘Cumhuriyet ve Atatürk’ü Anlama’ konferansı düzenlendi.Straubenhardt Halkevi derneği tarafından organize edilen etkinliğe Karlsruhe Başkonsolosu Mahmut Niyazi Sezgin ve konuşmacı olarak İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emekli Tümgeneral Naim Babüroğlu katıldı.
Sunumunu Halkevi yöneticisi Erhan Kaya’nın yaptığı programda, Starubenhardt Halkevi Başkanı Ünsevdi Kaya, Türkiyemizin doğum günü olan cumhuriyetimizin yüzüncü yıl kutlamasına hepiniz hoşgeldiniz sözleriyle başladı. Başkan Ünsevdi konuşmasına şöyle devam etti, ‘ Ne mutlu bize ki böyle güzel bir ortamda cumhuriyetimizin 100 üncü yılını kutlamak bizlere nasip oldu. Bir ülke düşünün toprakları işgal edilmiş aç kurtlar gibi ülkemizin üzerine gözlerini dikmişler. Bir çok emperyalist ülke tarafından bölünüp parçalanmak istemiştir. Ama 19 Mayıs günü Samsun’da doğan güneş yakılan istiklal ateşi 100 yıldır Türkiyemizin üzerinde parıldıyor. ‘ dedi. Halkevi Başkanı Ünsevdi Kaya konuşmasını şu sözlerle tamamladı, ‘ Düşünün ki gelecek uğruna, devlet uğruna hiç çekinmeden canlarından vazgeçmiş, ataların evlatları olarak Cumhuriyetimizi kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Cumhuriyetimizin kurulmasında büyük pay sahibi olan tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.’
Karlsruhe Başkonsolosu Mahmut Niyazi Sezgin yaptığı kısa konuşmada Halkevi derneğini tanıma fırsatı bulduğunu ifade ederek, vatandaşların 100 üncü yıl cumhuriyet bayramını bir kez daha kutladı.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Babür Naimoğlu konuşmasına; Tarihin kıskandığı bir lideri anlatmak kolay değil diyerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün benim için doğum tarihi 25 Nisan 1915 Çanakkale Savaşıdır, dedi.
Naim Babüroğlu konuişmasına şöyle devam etti , ” Selanik’te halktan biri olarak doğdu. Adı, Mustafa’ydı. Mustafa Kemal oldu. Gazi Mareşal Mustafa Kemal oldu. Türk Milleti’nin en büyük evladıydı. Mazlum uluslar ve Türk Milleti O’na Atatürk dedi. 34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı. 40 yaşında, 1683’te İkinci Viyana ile başlayan Türk çekilmesini, 238 yıl sonra Sakarya’da durdurdu. Evliliği, fırtınalı denizde bir yolculuktu.
Savaşta yendiği düşmanının, O’nun önünde saygı duruşu tarihte bir ilkti. “Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum.” dediği günler oldu. “Beni hatırlayınız.” sözcükleri, hüzünlü bir veda gibiydi. “Ölüm demek böyle olacak kızım…” dediğinde, sona yaklaştığının farkındaydı. Son anı, ulu bir çınarın köklerinin sökülmesi misali, devlerin savaşında son perdeydi. Türk gençliğine emaneti, çok sevdiği milletine vasiyeti oldu. Tarihin kıskandığı bir lider. Ama bir insan. Savaşın ve barışın efendisi.
Türk Milleti’nin en büyük evladıydı. Mazlum uluslar ve Türk Milleti O’na Atatürk dedi. 34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı.
40 yaşında, 1683’te İkinci Viyana ile başlayan Türk çekilmesini, 238 yıl sonra Sakarya’da durdurdu. Evliliği, fırtınalı denizde bir yolculuktu. Savaşta yendiği düşmanının, O’nun önünde saygı duruşu tarihte bir ilkti. “Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum.” dediği günler oldu. “Beni hatırlayınız.” sözcükleri, hüzünlü bir veda gibiydi. “Ölüm demek böyle olacak kızım…” dediğinde, sona yaklaştığının farkındaydı. Son anı, ulu bir çınarın köklerinin sökülmesi misali, devlerin savaşında son perdeydi. Türk gençliğine emaneti, çok sevdiği milletine vasiyeti oldu.
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşır ulaşmaz Ordu Müfettişi olarak 22 Mayıs 1919’da gönderdiği raporda yer alan, “Millet, milli egemenlik esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.” ifadesi Cumhuriyet’in bir işaretiydi. 21/22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi’nde, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” maddesi aslında Cumhuriyet’in kendisiydi. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi’nde, “Milli kuvvetleri etkin ve Milli iradeyi hâkim kılmak esastır.” ifadesi ve ardından Sivas Kongre’sinde alınan kararlar Cumhuriyet’e gidişin göstergesiydi. Görüldüğü gibi, ilanından dört yıl önce Cumhuriyet yönetimine ilişkin ana esaslar belgelerde yer almaya başlamıştı.
Cumhuriyet, doğudaki yoksul bir köyden Aziz Sancar’ı Nobel bilim ödülüne taşıyan; Anadolu’nun fakir bir köyünden kimsesizleri Cumhurbaşkanlığı makamına çıkaran rejimin adıdır. Atatürk’ün mucizesidir Cumhuriyet…
Lozan Antlaşması’ndan sonra, Mustafa Kemal Paşa, Hasan Rıza Soyak’a yazılı notlar verir. Temize çekmesini söyler. “Sadece sen ve ben bileceğiz” diye uyarır. Soyak, notların 20 Ocak 1921 Anayasası’nı değiştiren ve “Cumhuriyet” yönetim şeklini veren taslak çalışma olduğunu anlar. Mustafa Kemal Paşa, dönemin Adalet Bakanı Seyit Bey’in de görüşlerinin alınmasını ister. Seyit Bey de birkaç yorum yazar. Görüldüğü gibi, Cumhuriyet bir günde ilan edilmedi.
Halkevi Korosu 3 eser seslendirdi; Vardar Ovası, İzmirin Kavakları ve Yemen Türküsü. Orhan Kaya yönetimiznde ki Halkevi Koro Grubu izleyiciden büyük alkış aldı. Halkevi Gençlik, ellerin Türk bayraklarıyla gidikleri salonda İzmir Marşını söyledi. Yasin Yavuz 10 kıtasını ezbere okuduğu İstiklal Marşı’nın son kıtasında ”Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” sözleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Pforzheim kentinden Hasan Erkek 1985 ylılında yazdığı, ‘ Tanrım göster bana bu saadeti, 2023’te cumhuriyeti.’ şiirini okudu.
Türk Halk Müziği Sanatçısı Mehmet Söyleyici 3 eser seslendirdi. İlk eserini Mustafa Kemal Atatürk’e ithafen seslendirdi. ‘ Sen Yoksun Diye’ eserini, salondaki davetlilerle birlikte söyledi. İkinci eser olarak, ‘ Sevda Yüklü Kervanlar’ ı seslendirdi. Büyük usta Neşet Ertaş’dan ‘Zahidem’ ve ardından ‘ Sevda olmasaydı da gönüle dolmasydı.’ eserlerini seslendirdi. Naim Babüroğlu ve Başkan Ünsevdi Kaya , sanatçı Mehmet Söyleyici’ye programa katkılarından dolayı teşekkür etti. Mehmet Söyleyici, Naim Babbüroğlu’na son albümü ‘Avrupa Dedikleri’ cd sini hediye etti.
Etkinliğin sonunda Halkevi Gençlik Folklor Grubu Zeybek Halk Oyunu ile sahne aldı. Coşkulu müzik ile, diz çökme, ardından cesaretin vücut bulmuş haliyle baş dik, çeliğin çelikte çıkardığı ses, bir gök gürültüsünü andıran ağır atlama, kartalın kanadını açması gibi, okyanusun kabarması… Kızlar narin, bir kuğu misali, ama emperyalist işgale direnen, cepheye silah taşıyan Nene Hatun’lar. Başarılı kareografi ile salondan büyük alkış alan Halkevi Gençlik Halk Oyunları Grubu ile etkinlik son buldu.
Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Naim Babüroğlu etkinliğin sonunda kitaplarını imzaladı . Okuyucularıyla biraraya gelen Naim Babüroğlu bir süre davetlilerle sohbet etti.