metin1-667x347

Türkmendağı’nın arkasında ne var?

Işid ‘in saldırıları başladığında ve Kobani olayları süresince ana hedefin Kürt bölgesinin kontrolünün kimde olacağı olduğunu söylemiştik. Türkiye kontrolünde olması …

Bilindiği üzere Işid ‘in saldırıları başladığında ve Kobani olayları süresince ana hedefin Kürt bölgesinin kontrolünün kimde olacağı olduğunu söylemiştik. Türkiye kontrolünde olması adına Kürt bölgesinin uzantısının Akdeniz’e ulaşmaması gerekiyordu.

Işid marifetiyle o bölgeyi istikrarsızlaştıranlar, Kürt güçlerini Işid’e karşı savaşan özgürlük savaşçıları gibi göstererek Kürt bölgesinin enerji koridoruna açılmasını sağlamak istediler. Burada en kritik bölgenin Bayırbucak bölgesi olduğunu, eğer o Türkmen bölgesi düşerse Akdeniz’e dair enerji koridorunun güvenliğinin ve istikrarının Türkiye açısından korunmasının son derece güç olduğunu; bununla birlikte Suriye’nin genel durumunda ciddi sıkıntıların baş göstereceğini daha önemlisi tüm bunların Türkiye’nin gelecek projesinde Müslüman coğrafya ile ilişkisinin tamamen kesilmek istendiği olarak belirtmiştik.

Net ifade etmek istiyorum: “Karasal bağlantısı kesilmiş bir Türkiye’nin Müslüman coğrafyası ile hiç bir surette bir irtibatı kalmayacaktır.”

Tüm bu operasyonların arka planındaki bizi birinci dereceden ilgilendiren hedef budur.

Bu plan şu ana dek tutmadı; üstelik, 7 Haziran sonrası bekledikleri çok başlı koalisyon ortamına tokat atarcasına 1 Kasım’daki “Güçlü Türkiye” iradesi alınca; umdukları çok başlı yapının gerçekleşmemesi perde arkasındaki güçleri devreye soktu.

Rusya en başından beridir Suriye’de güçlü bir ordu bulunduruyor. Bunları neden son bir iki aydır devreye sokuyor? Sorumuzun yanıtını kesinlikle 1 Kasım’da arayabiliriz.

Ana Hedefleri Ne?

Rusya, Suriye’yi işgal planını bir iki ay önce devreye sokmuştur. Bu planın içerisine Esed’in varlığını korumak bahanesi yer alıyor. Esed çok net olarak Rusya güdümündeki bir maşadan ibarettir. Bugün bu çok net anlaşılmıştır.

Türkmendağı işgali ve olası Köy katliamları Türkiye’yi içeride ve dışarıda ciddi olarak sıkıntıya sokar.

Buna izin verilmemeli. Oradaki Türkmenlerin güvenliği “sağlanmalı”. Muhtemeldir ki Işid’den bu sabah aldığımız iki köy bir anlamda mesaj içerir.

Ancak kanımca Türkiye ABD kartını devreye sokmak isteyecektir. Bu sabah saatlerinde Pentagon Basın Sözcüsü Kirby Rusya’yı politikasını değiştirmesi gerektiğini belirterek uyardı.

Yalnız şunu belirtmekte büyük fayda var: Bu karşıt güçler Rusya ABD aslında çoğu noktada birdir. Bunların ilki de Müslüman dünyanın bir araya gelmemesidir. Bunu engel olacak her türlü olayı desteklediler, desteklerler.

Yunanistan Savunma Bakanı Yardımcısı Panagiotis A. Beglitis, ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen ve diğer Pentagon yetkilileriyle görüşmelerde bulunmak üzere Washington’a gittiğinde şöyle demişti: “Türkiye, Batılı kurumların dışına çıkarak bölgenin tamamında bağımsız stratejik bir rol üstlenirse hiç şaşırmam. Türkiye her geçen gün ciddi bir şekilde değişime uğruyor ve bana göre bu durum, ABD dâhil hepimiz için büyük bir siyasal ve stratejik sorun.” (Washington Times – 7 Kasım 2010)

Ben Rusya’nın ABD ile beraber hareket ettiklerini düşünüyorum. Ancak kendi aralarında da enerji başta olmak üzere kim nereyi paylaşacak üzerine tartışmalar sürüyor:

“Despite claiming significant progress, the US has been criticized, most vocally by Russian officials, for failing to stem the growth of IS despite a year of airstrikes, and even for “sparing” the terrorists’ units. Crucially, the US-led coalition refrained from bombing the oil trade ‘lifeline’ of Islamic State until this week.
“There were almost 8,000 military flights. Almost quarter of the time the jets came back without striking, taken to mean that they found no targets to attack. Meanwhile, ISIL continued to receive oil … thousands of tanker trucks drove all across the region,” the head of the Russian Foreign Ministry’s Department for New Challenges and Threats, Ilya Rogachev, told the Kommersant newspaper.”

Ne yapılmalı?

Bizim ana anlaşamama noktamız bölgedeki kontrol konusundadır. Rusya bu noktadan geri adım atmak istemiyor. İstemedikçe de anlaşmamız zor görünüyor.

Bölgede bizimle aynı politikaları uygulayan tek ülke bulunuyor: Fransa. Bu ülke Esed konusu başta olmak üzere Suriye konusunda Türkiye ile aynı çizgidedir.

İşte Paris saldırılarının anlamı daha net ortaya çıkıyor. Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırmak ve büyük ölçüde aynı görüşte olduğu Fransa ile birlikte yürüttüğü politika dengesini bozmak. Paris saldırıları Fransa’yı temkinleştirdi, ardından müttefikini yitiren Türkiye’ye Bayırbucak operasyonu yapılıyor…

Fransa’ya verilen ciddi mesaj; Müslümanlara yakın olursa böyle yanarsın. O Müslümanlar biz oluyoruz…

Önceden size yazdığım Türkiye Hristiyanları ve Avrupa’yı bölebilir görüşüme en yakın ihtimal Türkiye Fransa yakınlaşmasıydı. Bugün bu yaklaşıma devam etmeliyiz. Suriye çözümü ve Avrupa ‘daki güç dengelerini bozmak ancak böyle elimizde olur…

Dün geceden bu yana yaşananlar içeride de ciddi bir millet iradesi ortaya koymamızı ve birlik içinde hareket etmeyi bırakmamız gerekir

Metin Külünk