Yaşar Sekban Resimler : BW HABER
Türkçe Üvey mi?
Türkçe’nin Kalemi Kırıldı mı?
Dünya dilleri sıralamasında 9 uncu olan Türkçe, Almanya’da üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor. Ancak bu uygulamayı sadece Almanya yapıyor demek doğru olmaz. Almanya’da 10 yıldır boş olan Eğitim Ataşelikleri en güzel ispat değil mi?
Türkçe Evrenseldir
Anadili öğrenmek evrensel bir insan hakktır. Yarım asrı aşkın zamandır, Almanya’da var olma mücadelesi veren Türkçe dersinin üstü çizilmiş durumda. Almanya’da yaşayan en canlı dil olan Türkçe adeta abluka altına alınmış. Baden-Württemberg’de komşu ülke dili mecburiyeti ile, ilkokullarda mecburi olan Fransızca ile bir kez daha geri plana itilen Türkçe, şimdi de ‘İslam Dersi’ ile yeniden geri plana atılmak isteniyor. Burada konu İslam dersi ”verilsin”, ”verilmesin” değil. 2018 yılında kimler tarafından verileceği belli olmayan İslam Dersi için DİTİB haklı bir mücadele veriyor. İslam Derslerinin verileceği okullarda Türkçe dersinin akibeti ise belli değil. Konu İslam dersinin verilmesi değil, konu bu dersleri kimin vereceği ve Türkçe dersi için ”2018” hazırlığı yapılıyor mu?
Biz Hazırmıyız
İşte tam burada da şu soru akla geliyor; Almanya’nın Baden-Württemberg Eyaletinde eğitime yönelik çalışma yapan dernekler, 2018’e hazırlanıyor mu, bu konuda bir yol haritası belirlendi mi?
Türkçe dersi, Alman okul müdürlerine, velilere ve öğrencilere emanet edilmiş durumda. Bu durumda dua edip, okul müdürlerinin canlarını sıkmamalı, velilerin gönülleri hoş tutulmalı, öğrencilerin istekleri yerine getirilmeli.
Türkçe Canlı Dil
Almanya’nın yaşayan en canlı dili olan Türkçe, bu topraklarda ikinci dil. Ne varki 60 yıllık Almanya macerasında sürekli mevzi kaybeden Türkçe dersi, giderek daha da karmaşık ve işin içinden çıkılmaz bir hale getiriliyor. Bu durumdan sorumlu bizler olduğu kadar, Almanya’nın politikasıda etkili. Türkçe’nin ayağına ”çelme takan” Almanya anlaşılmaz politikası ile Almanya’nın ispatlanmış en canlı dili Türkçe’ye sırtını dönüyor demek çokta iddialı olmaz.
Almanya Anlaşmalara Uymuyor
Göç ile birlikte, Almanya’ya gelen çocukların kendi anadillerini ve kültürlerini öğrenebilme hakları yapılan ikili anlaşmalar ile garanti altına alınsada, artık zamanın ihiyaçlarıdan çok uzakta. 1990 larda yapılan yeni bir çok anlaşmaya ise Almanya ısrarla uymamayı sürdürüyor. Derslerin zorunlu olmayışı, öğleden sonraya kalması, not alınmaması, farklı yaşlarda ki çocukların aynı sınıflarda eğitim görmeleri, Türkçe dersine ait ortak materyallerin olmaması, öğleden sonraya bırakılması, Baden-Württemberg Eyaletinin sınıf verilmesi dışında hiç bir şeye karışmaması, Türkçe dersini işin içinden çıkılmaz bir girdaba soktu.
STK lar Çalışıyor Ancak
Almanya’da kendi insiyatifleri ile örgütlenen sivil toplum kuruluşları, yetersiz siyasi destek ve finans kaynaklarının azlığı sebebi ile kendi içlerinde kalmayı tercih ettiler. STK’lar yerel makamlar ile yaptıkları çalışmalar ile günlük problemlerini çözerek günü kurtarırken, Türkçe derslerinin zorunlu ders olarak Alman eğitim müfredatına girmesi konusunda yeterli çalışma yapamadılar. Almanya’da öğrencilerin ana dilini öğrenmeleri temel insani anayasal bir hak. Ancak bu konuda veliler tam olarak bilinçli değiller.
Sokaktaki Gerçek
Almanya’da herhangi bir sokakta, Türkçe yazılı market, sinema afişi, bir eğlence reklamı, Türkçe sigorta reklamı ve daha nice Türkçe yazıların bulunması bir tesadüf değil. Türkçe Almanya’da sokakta yaşayan canlı bir dil. Kimsenin duymadığı ” Lehçe” seçmeli ders olabiliyorsa, takdir edelimki Türkçe bunu çoktan hak etmiştir Almanya’da…
STK lar direndi
Hatırlayanlarınız bilir, Almanya’nın Rastatt kentinde kaldırılmak istenen Türkçe dersi için yapılan yürüyüş ve toplantılar ile Rastatt Eğitim Müdürüne geri adım attırıldı. Baden bölgesinde faaliyet gösteren ”Okul Aile Birlikleri” olarak isimlendirilen ve eğitime yönelik çalışmalar yapan STK’lar arasındaki diyalog eksikliği de bir başka sorun oluşturuyor. STK’lar arasında ki diyalog zayıflığı yapılması gereken eylem ve faaliyetleri bireyselleştirip zayıflatıyor. Federasyon çatısı altında olmalarına rağmen, günlük ve birbirinden habersiz bağımsız hareketler Türkçe derslerini menfi yönde etkiliyor.
BW Eyaletinde STK lar konu ile ilgili hatırı sayılır bir çok çalışma yapıyor. Çocuk Dergisi, Etüt Sınıfları, Halk Oyunları, Osmanlı Dil Kursu, Türk Kültürü tanıtım kursları, Velileri bilgilendirme çalışmaları, Prof. Dr. Havva Engin tarafından oluşturulan ” Veli Akademisi” çalışmaları en ciddi olanlarından.
Prof. Dr. Havva Engin bu konuda bir çok çözüm önerileri sundu. Prof. Havva Engin, Türkiye’den gelen Türkçe dersi ve Türk kültürü öğretmenlerinin , Almanya’ya gelmeden, Alman eğitim sistemini tanımalarını ve okullarda veli haklarını öğrenmelerini tavsiye ediyor. Prof. Dr. Havva Engin konu ile ilgili sayfasındaki yazı dikkat çekici; ”Konsolosluk öğretmenleri eğitim kurumları ve aileler arasında hayatî bir köprü rolü üstlenebilecekken, ne Alman, ne de Türkiye tarafı onlara yönelik bir çalışma içine girmiş durumda! Hâlbuki, öğretmenlerin önemli bir kısmı dil ve aile-eğitim konularında donanımlı bir şekilde Türkiye’den gelse ve görev yaptıkları bölgelerde düzenli olarak hizmet-içi seminerlere katılıp, bilgilerini genişletip, ailelere aktarabilse, birçok öğrencinin eğitim durumu çok farklı gelişebilir(di)…”
Türkçe Etnik Dil Değil… Evrensel Bir Dildir.
Son olarak , İslam Dersi 2018’de gelecek, bu derslerin mutlaka DİTİB tarafından veya özüne uygun olarak verilmesi gerek. Bu derslerden dolayı Türkçe dersi bitiyor, İslam dersine karşı çıkalım propagandası yerine 2018’e kadar Türkçe dersinin Alman Eğitim Sisteminde zorunlu dil dersi olması için bir yol haritası hazırlanmalı. Konu ile ilgili paneller, konferansalar düzenlenmeli.Almanya’nın tartışılmaz ikinci dili olan Türkçe’nin bir etnik dil değil, dünya çapında tanınmış evrensel bir dil olduğu Alman makamlarına ve Alman toplumuna kabul ettirilmeli. Ayrıca Türkçe dilini sadece Türk kökenli çocuklar değil Alman öğrencilerinde almaları sağlamalı. Böylece Türkçe’nin bir etnk dili değil, dünya çapında tanınmış evrensel dil olduğunu ispatlamış oluruz.
Şimdi Ne Olacak
Türkçe dersi anlaşılmıştır ki bu haliyle artık devam edemeyecek. Baden bölgesinde acilen Türkçe dersleri için eylem planları yapılmalı, statü korumayı bırakmalı ve Türkçe dersinin Alman eğitim sisteminde zorunlu olması için çalışmalar başlatılmalı. Bu çalışmaya başta Türkiye olmak üzere, Almanya’da faaliyet gösteren STK’lar, Eğitim Ataşeleri, akademisyenler, siyasiler, veliler, öğrenciler, sporcular, sanatçılar kısacası tüm vatandaşlarımız aktif olarak katılmalı. Almanya’da faaliyet gösteren STK larımıza sahip çıkalım. Türkçe derslerinin geleceğinin bizim geleceğimiz olduğunu unutmayalım…